Hasanboguldu Gölü,Balıkesir

IMG_7228.JPG

Hikaye Balıkesir Edremit Kazdağlarında geçiyor. Edremit pazarı Çarşamba günleri kurulur. Yörenin tüm köylüleri Çarşamba günleri Edremit’e gelir malını satar, ihtiyacını alır. Kazdağı’nın 1500 m. yüksekliğinde, Sarıkız zirvesinin eteğinde kıl çadırlardan kurulu yüksek obanın güzel kızı Emine de bir Çarşamba günü Edremit pazarına iner ve Zeytinli Köyü’nün yakışıklı delikanlısı Hasan ile gözgöze gelir.İki genç birbirine sevdalanır ve her Çarşamba günü buluşurlar. Emine, beş saatlik yoldan getirdiği sütü, peyniri, balı Hasan’a verir,  Hasan’dan ihtiyacı olan sebzeyi alır. Pazar dönüşü birlikte Zeytinli Köyü’ne kadar yürürler, Emine oradan ayrılır ve daha dört saat sürecek olan zahmetli dağ yolundan obasına döner.

Gençler evlenmeye karar verirler. Emine’nin ailesi  Hasan’ın içgüveysi olarak obaya gitmesini ister. Hasan’ı babasız büyüten annesi oğlunun aşkı uğruna yalnız kalmaya razıdır. Emine’nin ailesi ise bu evliliğe karşı çıkar. Oba yörük obasıdır Emine de yörük kızı. Aile, Hasan’ın zor doğa şartlarına dayanayıp dayanamayacağını sınamaya karar verirler. İmtihan başarılı olursa Emine’yi istemiş olan obanın gençleri de yiğitlik gösteren Hasan’ı kabulleneceklerdir. Hasan annesi ile helalleşir, anlaşma gereği 40 okka (yaklaşık 60 kilo) tuz dolu çuvalı sırtlanır ve Emine ile obaya doğru yola çıkarlar. Önlerinde dört saatlik zorlu bir dağ yolu vardır. Bir saat sonra Beyoba Köyü’ne varırlar. Tuz Hasan’ın sırtını yakmaya başlar. İkinci saatte Sutüven şelalesine varırlar. Yol dere içinde kaybolmuş, taştan taşa atlamak Hasan’ı yormuştur. Hasan’ın dizleri titremeye başlar. Gökbüvet’e geldiklerinde Hasan’ın gücü biter ve yere düşer. Emine çaresiz Hasan’ı yüreklendirmeye çalışır, ancak Hasan ayağa kalkamaz. Emine’ye yalvarır, başka yerlere kaçmayı teklif eder. Emine ise katıdır, ailesine ve obasına söz vermiştir. Hasan’ın yakarışlarına yanıt vermez ve çuvalı sırtlayarak obanın yolunu tutar. Hasan ise ardından “beni bırakma, senin köyüne gelemiyorum, köyüme de dönemem” diye acı acı haykırır. Emine derenin uğultusuna karşın Hasan’ın umutsuz çığlıklarını hep duyar. Obaya vardığında çok pişman olur ve geri dönmek ister. Ancak ailesi gece vakti onu ormana bırakmaz.

Sabahın ilk ışıkları ile Emine, doğru Gökbüvet’e koşar ama Hasan yoktur. Annesine gider, Edremit’e koşar ancak kimse Hasan’ı görmemiştir. Bir daha obasına dönmeyen Emine kulaklarında Hasan’ın onu çağıran sesiyle dere boyunca mecnun gibi dolaşır durur. Günler sonra Hasan’a hediye ettiği atkıyı Gökbüvet’in çılgın suları içinde farkeder. “Yanına geliyorum Hasan” diyerek bu çevre ile kendini ulu çınara asar. O gün bugün Gökbüvet’in adı Hasanboğuldu, dallarını büvetin suları içine sallandıran çınarın adı da Emine Çınarı olur.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s